23 Eylül 2018 Pazar
duygularınız size ait olmayabilir. düşünceleriniz size ait olmayabilir.
bunu hiç düşündünüz mü?
duygularınız size ait olmayabilir.
düşünceleriniz size ait olmayabilir.
neden?
bu zamana kadar bildiklerimiz, bildiğimizi bırakamama halimiz bizi güdülmeye, yönlendirilip, manipüle edilmeye açık hale getiriyor.
bu düşüncelerimiz için olduğu kadar duygularımız için de geçerlidir.
verilen bilgiyi işlemlemek, sorgulamak, hissetmek, bize nasıl geldiğine bakmak gerek.
örneğin; bir oluşumun içindeyken, yeni bir işe başlarken içinize bakın, kalbiniz nasıl hissediyor derler ya hani tam da bu
ama
burada sorulması gereken soru da şu; duygu ile düşünce mi karıştırıyor muyum...
örneğin beyin de yakın bölgeler tetiklendiği için korkuyu, kaygıyı aşk sanabileceğinizi biliyor muydunuz:)
savaşta aşk başkadır, takıntılı aşk vs. nereden çıkıyor sanıyorsunuz. karışmış duygular olmasın.
bize verilen kadın erkek örneklerine dönüp dolaşıp varıyor olmamız hep tesadüf olabilir mi:)
aklınız, yapman gereken bu mu diyor.
bunu diyen hangi akıl... anne babanın çocukken sana verdiği akıl olmasın; kopyala yapıştır akıl diyorum ben buna:)
sizi fazlaca korkutmak istemiyorum lakin beyin kendi kendini en kolay kandıran organdır ama bu başka bir yazımın konusu olacak.
o zamana kadar size dayatılanlarla mı karar veriyorsunuz? yoksa ne istediğiniz ve düşünce sistematiğiniz hakkında bana uygun olan nedir, duygu ve düşüncelerim hangi karar ve sonuçları içinde rahat eder ve birlikte dinginleşip, huzur bulurlar gibi bir soruyu kendinize soruyor musunuz?
sorun.
duygusal ve bilişsel olarak sizde ne olduğunu bilmek gerçek kendiniz olmaya atılan 1. adımdır.
ve
2. adıma geçmeden 1. adım üzerinde çalışmak gerekecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder