|
Sevginin gücünden ve birlik olmanın
güzelliğinden bahsetmek istiyorum bugün…
Şimdi gözlerinizi kapatıp bir ağaç düşünün… Ne düşündünüz?.. Hayal edebildiniz mi? Gövdesi, dalları ve yaprakları… Yemyeşil yaprakları… Hayalimizi sorgulayalım beraber; Biz en çok yapraklı bölümü hayal ettik değil mi? Gövdeyi de belki ve dalları, pek azımız da toprağa bağlandığı yeri getirdik gözümüzün önüne. Ama itiraf edelim ki toprağın altındaki kökü hiç birimiz hayal bile edemedik. Oysa ağacın kökü toprak üstü bölümünden daha çok yer kaplar gizli ve derinde… İş bir tohumla başlar ve kök salar ama biz ona ne zaman ağaç demeye başlarız; İlk yaprağını açtığı zaman. Ormanları yakıyorlar ya hani… Üzülmeyin… Kökleri gizli ve derinlerde nice ormanlarımız var bizim… Görünmediği için yakılamayan kökler… Asıl iş köklerde velhasıl… Bir değil bin sürgün veren ve ormanlara dönüşebilme kapasitesi yüksek olan kökler de… Kökleri hayal edememiştik başlangıçta ama bütün iş o hayal bile edemediğimiz köklerde aslında… Tohumda ve toprakta bütün iş… Hayale sığmayan realitede… Hormonlanmış ağaçların verdiği sürgünlerden bahsetmiyorum lakin… Onlar insan yapımı ağacımsılar, ben doğanın ve doğal olanın kendini sevgi ile koruma gücünden kast ediyorum.
Her kıyılan fidandan yeni sürgünler
veren inanılmaz ilahi adaletten.
Kökleri iyi koruyun ama kuruyan ya da hormonlanaları değil… Doğal, özgür, köleleşmemiş kökleri; O zaman yeni ormanlar yeşertmek, havayı temizlemek, güneş ışığı ile aydınlanmak kaçınılmaz olacaktır.
Ve yaşamak, bir ağaç gibi hür, bir orman
gibi kardeşcesine ne güzel olacaktır…
Saygılarımla |
29 Mayıs 2015 Cuma
KÖK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder