NARSİSTİK İSTİSMARA MARUZ KALDIĞINIZI NASIL ANLARSINIZ?
Bu ara en çok sorulan sorulardan biri şu…
Neden olduğunu bilmediğim bir yorgunluk, mutlu olmam gereken
yerde bile duygularımı tam ifade edememek, kendimden şüpheye düşmek… Bunlar
olmaya başladı ve gittikçe içimin çekildiğini, o olmazsa yaşayamayacağımı
düşünmeye başladım.
Bunların olmasının sebebi aşk olmalı değil mi?
Aşk karşılıklı birbirini düşünmek, kendinden çok diğerine
önem vermek gibi duyguların bütünlüğünü içerir oysa siz kendinizi diğeri ile
olan birlikteliğinizde soru cümlesinde ki duygu ve düşüncelerle
tanımlıyorsanız, bu aşk olamaz. En azından karşı tarafın duygulanımı açısından
aşk telaffuz edilmemesi gereken bir sözcükken, sizin beyninizin de narsistik
istismara maruz kalmayı aşk sanması kuvvetle muhtemeldir.
Narsistik birey ile ilişki içinde iseniz, bu toksik ilişkiden
bir an evvel çıkmaktan başka çareniz olmadığını bilmeniz en önemli ipucunuz
olacaktır lakin onun sizi bırakması o kadar da kolay olmayacaktır; Siz onun
beslenme kaynağı ve gücüsünüz. Sizin kaynaklarınızı tüketene, kendine mal edene
ve sizin posanızı çıkarana kadar sömürmeye devam edecektir.
Gerçek sevgi her iki tarafı da yüceltir ve mutlandırır.
Toksik ilişkilerde ise süreç bir tarafın vererek azalması, diğer tarafın ise
ondan beslenerek yaşaması ile vücut bulur.
Narsistik birey ile ilişkinin başlarında bunu hiç anlamazsınız;
hatta kendinizin ona layık olmadığını, onun bir lütuf olduğunu bile
düşünebilirsiniz.
Oysa durum görünenin ardında ki gölge oyununun asıl
kurgulayanı; Hayalbaz, çırak, yardak, dayzeren ve sandıkkardır.
Sen perdeye bakarken, aslınca oyuncuların arkada olduğunu
hatta onun da arkasında onlara hayat veren ve kurgulayan bir ekibin olduğunu
unutur gidersin.
Kendini Hayalbaz hariç herhangi bir konumda buluverene kadar
oyun böyle devam eder.
Neden mi Hayalbaz hariç?
Çünkü o oyunu kurandır, diğerleri ise uzantıları gibi
gördüğü ve kullanmaktan asla çekinmeyeceği çıraklarıdır.
Hayalbaz önce sizi oyuna çeker; Pahalı hediyeler, sizin hoşunuza
gideceğini bildiği ufak ve sürekli jestler, minik notlar, küçük resim ve
çiçeklerle size daima varlığını abartılı bir şekilde hatırlatır.
Bir süre sonra kendi hayatınızdan çok onun istek, arzu ve
taleplerinin sizin yaşam biçiminiz olduğunu fark etmeniz artık daha da
zorlaştığında eski rolü uzun süre sürdüremeyeceğini anlar ve durum kritikleşir.
Artık daha çok vakit, sevgi, zaman, para, ilgi, mevki ister hale gelmiştir
lakin bunu öyle bir kurbağa pişirme metodu ile gerçekleştirmiştir ki siz
gözünüzün önünde olan biteni seçemeyecek halde, ondan alacağınız bir parça
ilgi, övgü vs. için hayat kesenizin ağzını iyice açmışsınızdır.
Altınızda ki araba, cebinizde ki para, çevrenizde ki
insanlar yavaş yavaş azalır.
Kısaca o sizin kanınızı bir sülük gibi emerken siz tatlı
tatlı kaşınmaya devam edersiniz.
Sizi yalnızlaştırır;
Bu onun sizi daha iyi kontrol etmesi ve narsistik
tedarikçisi olarak kaldığınız sürece sizi daha iyi sömürmesi için ana yoldur.
Bir süre sonra yalnızlaşmış, onun çevresi hariç çevreniz
kalmamış gibi hissetmeniz bundandır.
Narsistik yapılar kimseyi sevemez değerli okuyucular; beni
çok seviyor, bana özel davranıyor gibi bilişsel çarpıtmalarla beyninizi
kandırmayın.
Narsistin tek bir amacı vardır o da sizin üzerinizden
kendine tedarik sağlamak, özde yatan değersizlik duyguları ile baş edemediği
için sizi değersizleştirerek kendini yüzeyde tutmak
Bu tarz bir istismara maruz kalmışsanız ve bunu fark
edememişseniz, kendinize şu soruyu sorun;
Beni buraya kim çizdi?
Sorunun cevabı; Ben ise sorun yok
ama cevabı bilmiyor, bir diğerinin hayatında savrulduğunuzu
hissediyorsanız ve kendinizi kandırıyorsanız, ilişkinizin üzerini çizin.
Bunun çok kolay olacağını söylemiyorum çünkü toksik ilişki,
adı üstünde zehirli bir ilişkidir ki siz de bir bağımlı gibi onu arayacak,
kaybetmeye devam ettiğiniz halde yine ona sığınmayı kolay bulacaksınız.
O da sizi artık emilecek kanınız kalmayıncaya kadar
kullanmaya devam edecektir.
Tabi bunun her iki taraf içinde çok farklı dinamikleri,
travma bağlı yanları var lakin bu yazı çok uzamasın diye onları başka bir
klavye başına saklıyorum.
Varlığınızı kendinizden başkasına kullandırmayın ve en ufak
bir şüpheniz bile varsa mutlaka yardım alın.
Saygımla…
Uzm. Psk. Esra Erdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder