Hayır diyememek yapısal bir sorun aslında ... çevremizde ki insanlarla kurduğumuz iletişim biçimi çocuklukta ki temellere dayanır. burada ki şartlı sevilme şeması; ben hayır dersem onlarda bana hayır derler ve beni istemezler şeması ile mühürlenir ve kendi olmaktan vazgeçen çocuk, diğeri ile aynı olduğunda kabul göreceğini bilir. tıpkı anne babası ile deneyimlemiş olduğu gibi... bağlanma ; bağ kurma demektir. ilk mühür nasıl vurulmuşsa sonrakiler de öyle vurulur. döngü tekrar eder. o yüzden olay döngüyü kırmakla başlar.
bunu sadece psikoterapi ile yapabilirsiniz.
hayır ya da evet i nerede kullanacağınıza kendi kimliğinize değil başka kimliklere bağlı olarak karar vermek, karar mekanizmasının doğru çalışmaması irade ile ilgili bir durum olup, çocukluğa dayanır.
Çocuk ayakta ve hayatta kalabilmek için hangi savunma mekanizmalarını geliştirmiş ise o mekanizma ve şemalardan devam eder. oysa çocuk büyümüş ve bir yetişkin olmuştur ki bu da o mekanizmaların yetişkin hayatına uyumlu olup, olmadığı ile ilgili olarak bireyin hayatını cennete ya da cehenneme çevirir.
kitaplarla kafanızı karıştırmayın, başkalarını taklit eden bir kişilik kitapları da taklit etmeye başlarsa durum daha da sarpa sarar.
burada yapılacak olan şey, bu zamana kadar oluşturmuş olduğunuz ama artık sizi sıkıştıran sahte kendilikten kurtulmak.
Psikoterapi ile eski ve işlevsiz nöronal ağları silip, yerine yeni ve işlevsel yolaklar açmak.
Yolunuz açık olsun.
uzm. Psk. Esra Erdogan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder