29 Mayıs 2015 Cuma

UMARIM BİR KADIN İÇİNDEN OKUR BUNU ve DİĞER KADINLAR DİNLİYOR OLUR SESİNİ...

Bugün bir kadın doğurdum;
Anlamını bilmediğim birkaç sözcük taradım sözlükten, isim bulmalıydım yeni doğanıma.
Anlamaya çalıştım sırrını çevredeki suskunluğun, dinledim...
Dinlendim biraz lohusa yatağımda, demlendim.
Biraz isimsiz kalsın dedim kadın; Kendini bilir nasılsa, o zaman adını da bilir.
Anlayamadım suskunluğun doğasını,
Diğer kadınlardaki ses yitimi yankı buldu beynimde,
Sebep ve sonuç ilişkisini kurdum sonunda,
Ben bir kız doğurdum sonuçta.
Başka çocuklar doğuracak yeni bir rahim,
Her yeni rahim yeni sessizliklere doğurabilirdi yeni rahimlerini oysa.
Ne yazık...
Ben bir kadın doğurdum, yok yok bir kız.
Çelimsiz ürkek bacakları, güçlü elleri vardı, tutundu bir ucundan hayata bırakmadı.
Kız ağladı,
Doğarken aynıydılar demek bütün çocuklar.
Ama ya bu suskunluk?
Kız doğarken anladı
Ben büyüdüm, o büyüdü
İçimde ve dışımda büyüdü.
Son harfi gibiydi büyülü bir sözcüğün, son büyünün kaldırılış şöleniydi sanki ruhum da,
Ben anlamadım, kız anladı.
Durdu, yarı açıkgözlerle baktı yüzüme, başparmağımı bıraktı,
Uykuya daldı.
Uyudu kız, uyandı kadın,
Kadın anladı.
Boş kalan başparmağının yerine kendi elini tuttu eliyle ve çocuğa sarıldı;  içinde ve dışında.
O derin ve zamanlanmış uykudan uyandıklarında ikisi de bir bütün ve tek hissetti kendini
Ayrıştılar…
Çocuk kalktı, yürüdü, gitti,
Kadın içinde ve üstündeydi
O da gitti üstünde ve içinde…
Çocuğa bir isim buldu, çocuk kendine bir ad verdiğinde,
İlk sesini verdiğinde çocuk,
Adın SESİM olsun dedi kadın.
Birlikte yürüdüler, iç içe…
Bir erkek çocuğu oldu yıllar sonra, adını YANKI koydukları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder