AKLI KULLANMAK
Babam derdi ki; Hangi bilgi olursa
olsun kendi zihin süzgecinden geçirmeden kabul etme.
Bugün ben bundan şunu anlıyorum;
İnsan düşünen, sorgulayan bir
varlıktır
Kelimelere yüklediği anlamla düşünen
hatta hayal kuran bir varlık.
Bedensel olarak sınırlı, zihin olarak
özgür
Peki, düşünceyi sınırlayan nedir?
Düşünceyi sınırlı kılan az kelime
sahibi olmasıdır, zihin az anlam yükü taşır böylece ve sorgulamaz.
Sorgulamayan beyin, sınırlı kelime ve
anlam yükü ile başkalarının sözcüklerine ve yine başkalarının sözcüklerle
anlattıkları içkin anlamlara tabi olurlar.
Bu kolay yoldur...
Zihin zamanla görüş gücünü kaybeder
ve kullanılmayan her şey gibi kuşaklar boyu aktarılacak bir sünmeye uğrar.
Bunun kitlesel düzeyde politika, medya
ve eğitim sistemi ile yapıldığını farz edersek, insanların bir kaç kuşak sonra
gözlerinin önündeki gerçeği görmemeleri mümkündür.
Zira beyinin düşünme, düşündüğünü
düşünme ve sorgulayıp, parça bütünleme kapasitesi elinden alınmıştır.
Zihin süzme kapasitesini kaybetmişse
sık tekrarlanan bilgiyi doğru kabul eder.
Otorite tarafından sık tekrarlanan
bilgiyi doğru kabul eder.
Etrafında onlarca delil bunun tersini
gösterse de artık göremez, daha doğrusu gördüklerini anlamlandırması bir
yanılsama içinde ve diğerinin gölge izdüşümün dedir.
Bu bağlamda bozulmuş bir topluluğa
yapılacak olan;
Sil baştan düşünmeyi ve sorgulamayı,
olaylara farklı açılardan bakarak kendi zihninde, kendine içkin düşünceyi düşünebilmeyi
öğretmektir.
Eğitimin anlamı bu olmalıdır.
Hepimize kolay gelsin.
Uzm. Psikolog-Psikoterapist Esra
Erdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder